Obezite günümüzde en önemli halk sağlığı sorunlarından biridir; kanser, karaciğer, eklem ve kalp damar hastalıklarına, hormonlara etkisi ile psikolojik sorunlara da neden olur. Obezite ile mücadelede birçok tedavi yöntemi bulunsa da son yıllarda cerrahi yöntemler daha yaygın hale gelmiştir. Kalıcı kilo kontrolü sağlayan cerrahi yöntemler sadece yaşam kalitesini artırmakla kalmaz, aynı zamanda ömrü uzatır ve yaşamı tehdit eden birçok hastalık riskini ortadan kaldırır. İşte detaylar…
DİKKAT BMI 30’UN ÜZERİNDEYSE!
Bir kişinin obezitesi olup olmadığına karar vermek için sadece kilosuna bakmak yeterli değildir. Buna göre kişinin boyu ve kilosu, serbest bırakılacak orana, yani vücut kitle indeksine göre hesaplanmalı ve değerlendirilmelidir. Vücut kitle indeksi 30’un üzerinde obezite, 40’ın üzerinde morbid obezite ve 50’nin üzerinde ise süper morbid obezite olarak adlandırılır. Bu tür obezite hastalarında kanser, kalp hastalığı, metabolik sendrom gibi yaşamı tehdit eden birçok hastalığa yakalanma olasılığı çok yüksektir.
OBEZİTE BİRÇOK HASTALIĞIN ANA NEDENİDİR
Obeziteye Bağlı Sağlık Riskleri
1. Diyabet (tip 2 diyabet)
2. Kardiyovasküler hastalıklar
3. Yengeç Burcu
4. Akciğer rahatsızlıkları (KOAH, astım)
5. Hipertansiyon
6. Eklem ağrısı
7. safra taşları
8. uyku apnesi
9. Cezir
10. Sindirim sistemi rahatsızlığı
11. Depresyon
12. Sosyal izolasyon
13. dışlama
14. Özgüven eksikliği
15. Kendine güvensiz
Obezite ile mücadelede beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri büyük önem taşımaktadır. Ancak morbid obezite hastalarında kalıcı kilo kontrolü için bu yeterli değildir ve birçok hasta fazla kilolarından kurtulamamaktadır. Obezite cerrahisi, aşırı kilolu hastalarda kalıcı kilo kontrolü için son derece etkili bir yöntemdir. Obezite cerrahisi “gastrik sleeve” adı verilen mide tüpü ve bypass ameliyatlarından oluşur. hangi ameliyatın yapılacağı hastanın durumuna göre belirlenir.
MİDE AMELİYATTAN SONRA TAM İŞLEVİNİ GERİ KAZANIR
Tüp mide ameliyatları olarak da bilinen Tüp Mide ameliyatlarında mide hacmi küçültülerek hastanın çok az yemekle tokluk hissetmesi sağlanır. Bu amaçla midenin belirli bir kısmı cerrahi olarak çıkarılır ve geride tüp şeklinde bir mide bırakılır. Ayrıca midenin açlık hormonu salgılayan kısmı çıkarıldığı için hasta mide aç hissetmez. Bu işlem ile sadece alınan yiyecek miktarı kısıtlanır; Besinlerin emilimi aynı şekilde devam ettiği için hastanın ek vitamin veya mineral almasına gerek kalmaz.
DOKTOR TAVSİYESİ DİKKATE ALINMALI
Tüp mide ameliyatı sonrası tekrar kilo alma riski çok düşüktür ancak beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi ve bu fizyolojiden maksimum faydanın sağlanabilmesi için hasta sadece doktorun önerdiği şekilde ve belirtilen öğünlerde beslenmelidir. . Ameliyattan uzun süre sonra alınan kiloların hemen hemen tümünde yemek kapasitesinde artış olmaz. Kilo almanın nedeni, öğünler arasında yüksek kalorili atıştırmalıklardır. Bu nedenle doktor veya diyetisyenin önerileri göz ardı edilmemelidir.
DİYABET, TANSİYON VE UYKU SORUNLARI ORTADAN KALKAR
Cerrahi olarak tedavi edilen ve kilo veren hastaların yaşam beklentisi 10 yıla kadar uzar. Ayrıca şeker hastalığı, tansiyon ve uyku apnesi gibi birçok hastalığın iyileşmesini sağlar. Ayrıca ameliyat geçirip obeziteden kurtulan hastalarda kalp-damar hastalıkları, kanserler, endokrinolojik rahatsızlıklar, bulaşıcı hastalıklar ve psikiyatrik rahatsızlıkların gelişme olasılığı azalır. Elbette ameliyat sonrası düzenli takipler aksatılmamalı, uzman ile belirlenen beslenme planına kesinlikle uyulmalı ve uygunsuz egzersizden kaçınılmalıdır.